Patrice Lumumba: Belçika, öldürülen Kongo bağımsızlık kahramanının ailesine dişini iade etti | Dünya Haberleri

Belçika, öldürülen Kongolu bağımsızlık kahramanı Patrice Lumumba’nın bilinen tek kalıntısı olan dişini aile üyelerine verdi.

Kalıntıların iadesi, Belçika Kralı Philippe’in ülkesinin Afrika’nın eski kolonisi Kongo’daki suistimalleri için “en derin pişmanlıklarını” dile getirmesinin ardından geldi.

Belçikalı bir yetkili, mavi kutudaki altın kaplı dişi Pazartesi günü Brüksel’in merkezindeki Egmont Sarayı’nda düzenlenen özel bir törenle Lumumba’nın ailesine verdi.

Belçika Başbakanı Alexander De Croo yaptığı konuşmada, “Belçikalıların Kongo ulusunun kurucu babalarından birinin kalıntılarını altmış yıldır elinde tutması normal değil.” dedi.

Lumumba, 1960 yılında Belçika’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin (DRC) demokratik olarak seçilen ilk başbakanı oldu, ancak Soğuk Savaş’ın zirvesinde Moskova’ya yönelik teklifleri Batı’da endişelere yol açtı.

Hükümeti sadece üç ay sonra devrildi ve 1961’de kurşuna dizilerek öldürüldü.

Lumumba’nın öldürülmesine ilişkin bir Belçika parlamentosu soruşturması 2002’de Belçika’nın Lumumba’nın ölümünden “ahlaki açıdan sorumlu” olduğunu ortaya çıkardı.

Destekçileri ve bazı tarihçiler, CIA’i öldürme emrini vermekle suçladılar.

Diğerleri, tutuklanıp hapse atıldığında Batılı güçlerin müdahale etmediğini söylüyor.

Belçika’da neden diş var?

Lumumba’nın cesedi parçalara ayrıldı ve herhangi bir mezarın hac yeri haline gelmesini önlemek için asitle eritildi.

Belçikalı bir polis komiserinin kızı, cesedin yıkımını izledikten sonra dişi çekti.

Yıllar sonra Belçikalı yetkililer tarafından ele geçirildi.

Lumumba’nın kızı Juliana, 2020’de Belçika kralına babasının kalıntılarının iade edilmesini isteyen bir mektup gönderdi.

O, kalıntının iade edilmesinin geciktiğini söyleyen Kongo Başbakanı Jean-Michel Sama Lukonde ile aynı fikirdeydi.

Resmi törende, üzerinde rahmetli babasının resmi olan bir tabutun yanında konuşurken, “Baba, 61 yıldır yüreğimiz kanıyor” dedi.

“Biz, çocuklarınız, torunlarınız ve torunlarınızın torunları – ama aynı zamanda Kongo, Afrika ve dünya – ölümünüzün yasını bir anma olmadan yas tuttuk.”

Hayatının son anları hakkında hala bilinmeyen pek çok şey olduğunu söyledi ve ekledi: “Tek bildiğimiz, mahkum edildiğin ve kendini savunamayacak durumda olduğun.”