Her gün yeni bir zamla karşılaşan yurttaş, az kalsın çarşı pazara çıkmaya korkuyor. Meyve sebzede son yılların en önemli fiyat artışı yaşanıyor. Doğalgaz fiyatlarına gelen son zamlar ise domino etkisi yaratıyor.
EKONOMİ SERVİSİ
Pahalılık her geçen gün halkı daha pozitif zorluyor. Ülke, ekim ayının 31 gününün 13’üne yeni zam haberleriyle uyandı. Kasım ayı da doğalgaz, LPG ve alkol zamlarıyla başladı. İktidar ise bu zamları sadece izliyor, enflasyonu yaratan nedenlerle uğraş etmek yerine halkın daha da yoksullaşmasına seyirci kalıyor. Ekonomi yönetimi göre alınan kararlar ise bu yoksullaşmayı hızlandırıyor.
Gözler bugün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), kadar açıklanacak olan enflasyon verilerinde. Ama öncü veriler ekim ayı enflasyon oranının yüzde 20’nin üzerinde geleceğine muhabere ediyor. Gıda fiyatlarındaki yüksek seyir, enerji fiyatlarındaki yükselme, tütün fiyatları zammı, ekim itibarıyla sona eren bir takım mal ve hizmetlerdeki KDV indirimleri ve en önemlisi Türk Lirası’ndaki değerinde kaybı ekim ayı enflasyonunun tetikleyici unsurları.
SEBZE MEYVEDE İLK DURAK ZAM
Gelişen fiyatlar aleyhinde değişmez kalan ücretler sebebiyle halkın alım gücü azalıyor. Ülkenin meyve sebze deposu olarak aşina Antalya hallerindeki fiyat artışları da ekim enflasyonundaki artışın habercisi. Antalya Ticaret Borsası (ATB) ekim ayı Antalya Halleri Domates, Sebze ve Meyve Endeksi’ni açıkladı. Kentteki hallerde satılan sebze fiyatları takvim yüzde 58,5 zamlandı. Bu artışın, son 6 yılın en yüksek ikinci ekim ayı artışı olduğu belirtildi. Ekimde domatesteki takvim zam ise yüzde 64’ü buldu.
Antalya halinden meydana çıkan meyve sebzeler ülke genelinde yayılıyor. Meyve sebzenin sofraya gelene kadar uğradığı her durak ise fiyatları artırıyor.
Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, BirGün’e yaptığı değerlendirmede “Son dönemde sürekli olarak konuşulan ve gündeme gelen fiyat artışlarının ilk nedeni girdi fiyat endeksi ile tarımsal imalatçı ve tüketici fiyat endeksleri arasındaki üretici aleyhine yer alan önemli açıklık” ifadelerini kullandı. Çandır, üreticilerin girdi maliyetlerinde yaşanan artışı şöyle açıklama etti:
“Elektrik, akaryakıt, tohum, gübre ve hap gibi girdi maliyetleri incelendiğinde geçtiğimiz yıla oranla bazı kalemlerde yüzde 100’ün üstünde zam görülmektedir. Bilhassa gübrede yüzde 200’ün üzerindeki artışlar üreticiyi zorlamaktadır. bir de üreticinin arz ettiği girdilerin az kalsın tamamı vadelidir.”
AYLA GİREN ÜRÜN MİKTARI AZALDI
Fiyat artışlarının bir diğer nedeni olarak 2010 yılında yapılan düzenleme ile yaş meyve sebze ticaretinde hallerin zorunlu alan olarak çıkarılmasını gösteren Çandır, “Bu düzenleme ile hal sisteminin ticaretteki payı çabucak azalmıştır. Bu koşul, sektörde özellikle maliyet fiyat ilişkisinin ve bilgisinin şeffaflıktan ve içten belirli olmaktan uzaklaşmasına yardım oluşturmuştur” ifadelerini kullandı.
Çandır, fiyatların düşmesi için “Hal tescil sistemi, sektördeki tüm ticaret biçimleri için gerekli olmalı ve fiyat oluşumu bu sisteme entegre edilmelidir” önerisinde bulundu.
MAKARNA VE EKMEĞİ DOĞALGAZ VURACAK
BOTAŞ kadar sanayi abonelerinin kullandığı doğalgaza yüzde 48, elektrik imal santrallarının kullandığı doğalgaza yüzde 46 oranında zam yapılması, sanayicilerin imal maliyetlerini olumsuz etkilerken, Imalatçı Fiyat Endeksi’ne de büyüme olarak yansıyacak. Doğalgaz zamlarının un ve makarna üreticilerini vuracağını, maliyetlerin artmasıyla birlikte zammın zorunlu olduğunu söyleyen Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, imalatçı fiyatlarındaki artışın raflara yansımasının iki ya da üç ayı bulduğunu belirtti. Makarna üretiminde doğalgaz ve enerji maliyetlerinin, akaryakıtın çok önemli bir girdi olduğunu söyleyen Külahçıoğlu, “Makarna her gelir grubundan insanın sofrasında bulunan esas gıda ürünlerinden birisi. dahası ihracat yapılan bir sektör. İç tüketimde fiyatlandırma sıradan maliyetlere tarafından yapılıyorlar. İhracat geliri ile iç tüketimi finanse etmiş oluyoruz” şeklinde konuştu.
Ekim ve kasımda buğdayın ekilmesinin gerektiğini andıran Külahçıoğlu, “Gerek dünyada gerek Türkiye’de ciddi kuraklık var. Onun açık havada gübre fiyatlarındaki çoğaltma, çiftçiyi etkiliyor. Çiftçilerin desteklenmesi gerekiyor. Ekim dönemlerinde mazot ve tohum desteği yapılması gerekli ki çiftçi topraktan uzaklaşmasın” dedi.
TÜFE-ÜFE ARASINDAKİ MAKASI AÇIYOR
Zam kararları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı Şener Gençer, sanayicilerin girdi maliyetlerinde fazla kayda değer bir yer tutan doğalgaz ve elektrik fiyatlarındaki artışların, küresel piyasalarda rekabet etmek zorunda kalan sanayicilerin belini daha da bükeceğini açıklama etti.
Yılbaşından bu yanlamasına doğalgaza yüzde 17,7, elektriğe yüzde 22 zam geldi. Zamların zaruri olarak enflasyona yansıyacağını söyleyen Gençer, “Eylül ayı itibarıyla tüketici enflasyonu yüzde 19,58 iken yurtiçi üretici enflasyonu yüzde 43,96 olarak gerçekleşiyor. İki veri arasındaki iki buçuk kata yakın artma bizleri düşündürüyor. Ekim ayı enflasyonunda bu makasın daha da açılmasından üzüntü duyuyoruz. Üreticiler önünde sonunda bu maliyet artışlarını fiyatlarına yansıtmak zorunda kalacaklar. Bu da tüketici enflasyonunun artması anlamına gelecek” dedi.
ELEKTRİK FATURASINA YANSIYACAK
Son iki yılda kuraklık sebebiyle elektrik üretiminde doğalgazın payının yeninden yükseldiğini anımsatan Gençer, “Doğalgaz çevrim santrallarının kullandıkları gaza yapılan zam, kısa bir zaman sonra ev ve işyerlerinin kullandıkları elektrik fiyatlarına zam olarak yansıyacak. Bu mecburi bir durum” dedi.
Gençer, plastik sanayicilerinin elektrik ve doğalgazın yanında, en önemli sıkıntısının hammadde olarak kullanılan petrokimya ürünlerinde, küresel emtia fiyatlarındaki yükselişe paralel olarak son bir yılda yaşanan yüzde 200’ün üzerindeki artışlar olduğuna dikkat çekti.
Gençer, döviz kurunda yaşanan iniş çıkışların, üretimin öngörülebilirliği açısından ciddi sorun yarattığını kaydetti.
***
Son 2 takvim elektrik zammında Türkiye zirvede
Elektrik ve doğalgaz fiyatlarında son iki yılda tekrar tekrar yaşanan artışlar Türkiye’yi Avrupa’nın zam şampiyonu yaptı. 2019 ile 2021 birincil yarılarını kapsayan 2 yıllık dönemde Türkiye’de elektrik fiyatları yüzde 47,4 artarken doğalgaz fiyatları da yüzde 42,3 yükseldi. Aynı dönemde Avrupa’nın çoğu ülkesinde ise fiyatlarda düşüş yaşanması dikkat çekti.
Avrupa Birliği (AB) İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) açıkladığı veriler Türkiye’de enerji fiyatlarında son yıllarda büyük çoğaltma yaşandığını gösteriyor. Fiyatlar konutlarda kullanılan elektrik fiyatlarını kapsıyor.
Euronews’in haberine kadar 2019 yılının birincil yarısı ile 2021 yılının birincil yarısı arasındaki 2 takvim değişime bakıldığında ortaya şu gösterme çıkıyor. 39 ülkenin 24’ünde fiyatlar yükselirken 15’inde ise düştü. En fazla artış yüzde 47,4 ile açık ara Türkiye’de. Peşinde yüzde 21,9 ile Polonya ve yüzde 20,8 ile Ukrayna geliyor. Artışların birçok yüzde 10’nun aşağıda. 10 ülkede artma oranı yüzde 5’cilt düşük.
***
Borcunu ödemeyen çiftçiye elektrik yok
Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Batman ve Şırnak’a enerji dağıtan Dicle Elektrik Yayılma A.Ş. (DEDAŞ) Idare Heyeti Başkanı Mehmet Atalay, bölgede borcunu ödemeyen çiftçilere artık elektrik vermeyeceklerini söyledi. Atalay, “Borcunu ödemeyen çiftçilerimizi uyarıyoruz şimdiden ekin ekmeyin, size elektrik verecek gücümüz artık yok” dedi. Bölgede enerjinin yüzde 35’inin tarımsal sulamada kullanıldığını, Mardin’de 6 bin 500 çiftçinin bulunduğunu ve 2019’dan beri yalnızca 600-700 çiftçinin elektrik borcunu ödediğini vurgulayan Atalay, “Yüzde 90’ı kullandığı elektriğin bedelini ödemedi. Darı eken bir çiftçi günde ortalama 20 saat elektrik kullanıyor. 90 günde 270 bin kwh enerji tüketiyor. Buradan çiftçilere sesleniyorum, borcunu ödemeyen çiftçilere elektrik vermeyeceğiz. Damlama sulandırma ile enerjinin yarısı kadar tasarruf edilebilirken barbar sulandırma yöntemlerinden vazgeçilmesi lüzum” dedi.