Enes Kara’nın intiharı Türkiye’yi içten etkiledi. “Cemaat yurtlarına bisturi durum” diyen Ahmet Hakan, tespitlerini yedi hüküm ile paylaştı.
Elazığ’da Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. derslik öğrencisi Enes Kara’nın intiharı tüm Türkiye’yi sarstı. Kara, intiharından önce çektiği videoda ailesinin zoruyla bir cemaat yurdunda kaldığını ve burada psikolojik olarak yorulduğunu anlattı.
Herkesi hüzne boğan Enes Kara’nın ölümüyle ilgili Özgürlük Genel Yayınlama Yönetmeni Ahmet Hakan’dan değerlendirmeler geldi. Hakan, “Cemaat yurtlarına dair önyargısız yedi hüküm” başlıklı yazısında paylaştı:
Hüküm bir
Zorla, zorlayarak
TARİKAT ve cemaat yurtlarının varoluş amaçları, üniversite öğrencilerine barınma imkânı sağlayıp hayır dua kazanmak olmalı. Fakat maalesef koşul hiç de böyle yok. Bu nesil yurtlar, barınma imkânının karşılığı olarak öğrencilere tarikat ve cemaatin doktrinlerini öğretir. Diğer Taraftan zorla ve zorlayarak. FETÖ’den beri bu böyledir.
Hüküm iki
Arz ve istek
BİR öğrenci yurdunda tarikat ve cemaat öğretileri öğretilemez mi? Natürel ki öğretilebilir. Ama bu, bir askeri disiplin içinde zor kullanarak ve zorlayarak yapılmaz, yapılamaz. Yurt, eğer talep eden öğrenci varsa bunu arz eder. Budur, bu kadardır. Ama fazla eksik cemaat ve tarikat yurdu, böyle yapmakta.
Hüküm üç
Dine yabancılaşma
YARIM asırlık deneyimime yaslanarak söylüyorum: Zorla kitap okumak, zor kullanarak dini data telkin etmek, cebren ders yapmak, zorla risale okutmak, zor kullanarak ibadet yaptırmak… Bütün bu zorlamalardan meydana çıkan tek bir sonuç olmuştur: Dine ve dindara yabancılaşma. Bu cins yurtlarda genelde bu oldu, aramak ki bu devran böyle devam ediyor.
Hüküm dört
Anlayışsızlık
YİNE yarım yüzyıllık deneyimime yaslanarak söylüyorum: Bu cins yurtların çoğunda maalesef kavrama yoktur, merhamet yoktur, pedagoji yoktur, bireysel sorunlarla ilgilenme yoktur. Hazır ele geçirilmiş olan genci, zor kullanarak ve zorlayarak yetiştirme kaygısı vardır. Sene olmuş 2022. Seslenmek fakat hiçbir şey değişmemiş.
Hüküm beş
Ailenin payı
EVLATLARINI bu cins yurtlara yerleştiren aileler, en doğrusunu yapmış olduklarına baki bir güvenle, “Benim oğlum, en dürüst insanların elinde” duygusuyla hareket ederler. Fakat evlatları, büyük bir felaket yaşamaktadır, çıkmazdadır. Aile o ebedi güven duygusuyla bunun farkına bile varamaz. Yani bu işlerde ailenin payı da çok büyüktür.
Hüküm altı
Yenilenmeme
BU nesil yurtlar, 50 sene önce de böyleydi, 50 yıl daha sonra da aynı. Yani 50 yılda milim ilerleme sağlayamamışlar. 50 yıldır benzer usul, 50 yıldır benzer yaklaşma, 50 yıldır benzer model, 50 yıldır aynı ezber. Sonuç? 50 yıl önce hangi travmalar yaşatılıyorsa… 50 yıl sonra da benzer travmalar yaşatılıyor.
Hüküm yedi
Neşter şart
BU öğrenci yurtlarına bisturi atılmasının vakti geldi de geçiyor. Zorlama var mı diye denetim yapılmalı. Pedagojik formasyon zorunluluk haline getirilmeli. Öğrencilerin ruh sağlığıyla ilgili ilgilenecek birimler oluşturulması durum koşulmalı. Yani öğrenciyi intihara dek sürükleyen koşullar ortadan kaldırılmalı. Kısacası devlet, harekete geçmeli.
Enes Kara o yurtlarda kalmaya muhtaç mıydı?
CEMAAT ve tarikat yurtlarıyla ilgili ana odaklanılması gereken husus şudur:
Kazanç durumu uygun olmayan ve bu yüzden tarikat ve cemaat yurtlarında kalmaya mecbur kalanların trajedisi.
Devlet, işte bu cins trajedilerin sorumlusudur.
Ama Enes Kara olayında böyle bir durumun olmadığını görüyoruz.
Enes Kara’nın babası, “Bizim durumumuz iyi. İstediğimiz yurtta kalabilirdi. Biz burayı tercih ettik” diyerek…
Enes Kara’nın trajedisindeki başlıca sorumlunun sahiden kendisi olduğunu ifşa etmiş oldu.